İsmail ÖZ

Sosyolog

İsmail ÖZ
İsmail ÖZ

Sosyolog İsmail ÖZ Kimdir ? 1973 Yılında Bayburt'ta doğdum, ilk ve orta öğrenimimi burada tamamladıktan sonra, İnönü Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölüm'ünden mezun oldum.

İstanbul’da ki çeşitli dershanelerde “Felsefe Grubu” öğretmenliği yaptım; bunun yanı sıra idarecilik görevleri de yürüttüm. Yazarlık hayatım, iş hayatımın bir parçası olarak hep devam etti.

Bayburt’un tüm Internet sitelerinde ve yerel gazetelerinde birçok yazım yayınlandı. Ayrıca birçok Ulusal Gazete, Dergide ve İnternet Sitesinde de yazılarım yayınlandı.                           (MLLİYET.COM, STAR, MİLLİ GAZETE, AKŞAM, TAKVİM, YENİÇAĞ, GÜNBOYU, İNTERNET HABER, HABERAZZİ SİTESİ, YENİ ŞAFAK, DÜNDEN BUGÜNE TERCUMAN, MANŞET, BİLGE ADAM, FLAŞ HABER, KÜÇÜK ÇEKMECE HABER, BAYSİAD DERGİ, HÜR HABER, ALTENATİF DERGİSİ, SUR DERGİSİ) gibi. Yayınlanmış bir felsefe soru bankası kitabi yanında 4 adette kültürel alanda yayınlanmış kitabım bulunuyor.  

1998 – 2001 Bil Dershaneleri AR-GE Müdürlüğü ve Aynı Kurumda Gen. Yayın Koordinatörlüğü (Bil Yayıncılık Bünyesinde) Felsefe Bölüm Başkanlığı

2002 – 2005 DRC Yayıncılık Genel Müd. Yrd. Daha Sonra Genel Müdür

2005 – 2007 Pergel Yayıncılık Genel Müdürlüğü

2007 – 2009 Analiz Dershaneleri ve KEP Yayıncılık Genel Müdürlüğü görevlerini yürüttüm

Çeşitli sivil toplum kuruluşlarında da yöneticilik yapmaktayım. 

Halen yayıncılık ve dershanecilik görevlerine devam ediyorum.

Sayın İsmail ÖZ “Gençlere Sesleniş” Kitabı nasıl oluştu, fikir nasıl gelişti?

—Bir eğitimci olarak, hem de sosyolog olarak gençlere ve onların enerjisine çok güveniyor. Değişime en açık olan kitle genç kitledir. Her zaman gerek eğitim sürecin gerekse toplumsal yaşamda. Bu nedenle bir çalışma yapmalıydım ve bunu da gençlere dönük olarak yapmalıydım.

Bu kararı vermemde ki en önemli nedenlerden biri de genç dimağların yanlış etkilemelerle, ülkeyi sarsacak önemli olaylarda gündeme gelmeleridir. Bizim kazanamadığımız o gençler üzerinde birilerinin çok fazla emelleri olmasıdır. Değişime açık olan gençlik, her yöne değişime açıktır. Eğer iyi eğitilemezse değişim yanlış yöne olacaktır. Bir söz vardır “Ateşlenmiş insan ruhundan daha büyük bir güç yoktur.” diye; hele bu ruh birde genç ise o zaman daha da büyük bir gücü temsil eder.

Bu Ülkenin geleceği de gençlere bağlı. Güven duyduğumuz bir genç nesil aynı zamanda güven duyacağımız bir gelecek demektir. Belki geleceği fazlaca önemsiyor olmamda bu çalışmada önemli olmuştur. Dilerim sesim yankı bulur.

Bu kitapta neler anlatılıyor?

—Bu kitapta yaklaşık 3–4 yıl boyunca kaleme aldığım, zaman zaman eleştiri, zaman zaman da bilgilendirme amaçlı deneme ve makaleleri topladım. Bu çalışmayı zarflanmış bir mektup gibi düşünüyorum. Başlangıcına yazılmış iki mektupla bir bütünlük oluşturulan deneme ve makaleler de zarfın içerisine konulmuş ve mektupla birlikte 2055 gençliğine gönderilmiştir. Bu günü geleceğe taşıyacak en güzel kaynakların yine bu günü anlatan yazılar olacağına inandığım için.

Kitap içerisinde konular sık değiştiği için oldukça akıcı bir üslup oluştu. Ayrıca kitap fazla hacimli olmadığı için kısa zaman da okuna bilmektedir. Okumayı sevmeyenlere de ulaşma düşüncem nedeniyle böyle bir seçim yaptım. Önemli olan açık ve net anlatımlarla, okumayanlara ulaşmaktı.

Tabi bu ulaşma noktasında gerek içerik gerekse hacim tercihlerimi destekleyen yayın evimin bu teveccühü de önemliydi; yaklaşımlarına teşekkür ediyorum. Ayrıca bizi okurlarına ulaştırmaya değer bulduğu içinde ayrı bir teşekkürü daha sunmam gerekir.

Bu Kitap kimlere hitap ediyor? 

—Bu kitap yukarıda da belirttiğim gibi aslında geleceğin gençlerine yazıldı. Fakat geleceğin gençleri aynı zamanda bu günün gençleridir. Bu günden bağımsız bir gelecek elbette düşünülemez. “İdeallere gerçeklerden gidilir.” ifademizi ilk cümle yaptık; hayal perest olmadığımızı göstermek için.

Benim en çok önemsediğim konu şu; bu çalışmada da hitap kitlesi olarak gençleri seçme sebebim de aynı olmak kaydıyla “Tomurcuk açmak derdinde olmayan ağaç odundur.” der. N. Fazıl KISAKÜREK; bende belirli dertleri olan hayalleri olan gençler arzuluyorum. Onların güzel düşünmelerini arzu ediyorum. Asılarına baktıklarında çok güzellikler keşfedeceklerini anlatmaya çalışıyorum onlara.

Ve bu söyleşiyi de, yine o “aslın” abide isminin, Mevlana’nın dizeleri ile neticelendirelim. Gençliğe en güzel nasihati yine o, yapsın.

Kardeşim, sen düşünceden ibaretsin,
Kalanın et ve kemik,
Gül düşünür gül olursun,
Diken düşünür diken olursun.

Gül düşünen gençlik arzusuyla…