İnsanların Dine Olan İhtiyacı
İnsan hayatını bir şekilde düzenlemek, belli kalıplara göre hareket etmek zorundadır. Bu sebeple pek çok tâlip insan hayıtını yönlendirmeye heveslidir.
İnsanın kendi duyguları, aklı, nefsi, şeytanı, çevresi, filozoflar,
izimler, sanatçılar...hep insan hayatına bir kalıp sunma peşinde olmuş
ve olmaktadırlar. Bütün bunların yanında insanı yaratan Allah da onun
hayatının belli şekilde sürmesini istemektedir. İnsan bazen Allah’ın ve
diğer etkenlerin yönlendirmesi arasında bir ikilem yaşar. Ona mı uysam
yoksa buna mı diye tereddüt geçirdiği olur. İlk insanda da durum böyle
olmuştur. İnsan diğer canlılara göre son derece iyi donanımı olan bir
varlıktır. Çünkü Allah ona diğer varlıklara vermediği akıl nimetini
vermiştir. Ne kadar donanımlı olsa da, yine de doğruyu bulamayacağı
için, ya da bulduğu doğrular onun mutlu ve huzurlu olmasına yetmeyeceği
için Allah yarattığı insanın tereddütlerden kurtulması için ona yardım
elini uzatmıştır. Rahmetinin bir eseri olarak insana yolun en doğrusunu
göstermiştir. Bu yolun adı Kur’ân’da bazen din olarak, bazen de doğru
yol yani sırat-ı müstakim olarak gösterilmektedir.
İnsanlar dinsiz olamayacağı ve insan ruhu, her şeyden daha güçlü ve
güvenilir bir yüce varlığa ihtiyaç duyduğu için Allah dini göstermiş ve
insanların buna tabi olmasını istemiştir. Yani din ve ibadet duygusu
insanda yaratılıştan var olan esas bur duygudur. Rum suresinin 30.
âyetinde Allah insanı fıtrat üzerine yarattığını ifade eder. Sevgili
Peygamberimiz de her insanın fıtrat üzere doğduğunu söyler. Buradaki
fıtrattan maksat, Allah’ın dinini kabul edebilecek saf tabiat ve
kabiliyettir. Bundan dolayı din fıtrîdir, denilmiştir. İnsan fıtrattan
ve yaratılıştan gelen bu ihtiyacını gerçek dinle doldurmazsa mutlaka
başka şeylerle doldurur. Kimi aklına, kimi malına, kimi, şanına, kimi
putuna...tapar ve onu din yerine koyar.
Dinsiz de mutlu olmayı deneyen nice insan ve sistem olmuştur. Ancak
bunların hiçbirisi insanı tatmin edememiştir. Bir kısım sistemler dini
dışarıda bıraktıkları için insanı, son derece bencil, sadece kendini
düşünen, maddeyi her şeyin üstünde gören varlıklar haline getirirken,
bazıları insanı sadece çalışıp üreten makineye çevirmiş, bir kısmı da
insanın şiddet duygularını ön plana çıkararak onu adeta cinayet
makinesine çevirmiştir. Çünkü insan karmaşık ve farklı duygulara sahip
bir varlıktır. Onu, iki tarafı kesen bir bıçağa da benzetebiliriz.
İnsandaki farklı ve birbirine zıt duyguları dengelemek gerekmektedir. Bu
duyguları en iyi dengeleyen Allah’ın dinidir. Ancak mutlak anlamda din
ve her türlü din anlayışı değil, iyi ve doğru anlaşılan ve dengeli
yaşanılan bir dindir insanı mutlu eden.
Allah’ın insanlara gönderdiği sadece bir tane din vardır, onun adı da
İslam’dır. Allah insanlara hristiyanlık ve Yahudilik diye bir din
göndermemiştir. Bu isimleri insanlar sonradan vermişlerdir.
Hristiyanlığın da Yahudiliğin de asıl adı islamdır. Bu iki din tahrif
edildikten ve büyük ölçüde beşer müdahelesine uğradıktan sonra isimleri
de değiştirilmiştir. Mesela Yahudilik adını Hz. Yakub’un dördüncü oğlu
Yuda veya Yahuda’dan almaktadır. İsrailoğulları Allah’ın dinini
değiştirip millileştirmiş ve ona bu adı vermişlerdir. Hristiyanlık ise
adını christos kelimesinden almaktadır. Bu kelime yunanca olup Mesih
demektir. İbranice olan Mesih sözü ise Hz. İsa’ya verilen addır. İşte bu
dinin de aslı İslam iken sonradan peygamberine izafe edilerek
hristiyanlık adı verilmiştir. Acak İslam dini için böyle şeyler
söylenemez. Mesela islam dini kendi peygamberinin adı verilerek
Muhammedilik diye anılmaz. Bazı batılı yazarlar kasten böyle bir isim
verseler de Müslümanlar bunu kabul etmez.
Hem hristiyanlığın hem de Yahudiliğin aslının İslam olduğunu ispat için
sadece bir örnek vermek istiyorum. Çünkü her iki dinde de Allah’ın
gösterdiği doğrulardan kırıntılar bulmak mümkündür. Mesela Yahudilikte
çok önemli kabul edilen on emir böyledir. Bakın bu on emir nedir?
1.Allah’tan başka ilah yoktur
2. Put yapmak ve puta tapmak yoktur.
3. Allah’ın ismi boş yere anılmaz.
4. cumartesi günü kutsaldır.
5. Anna-babaya hürmet edilmelidir.
6. Adam öldürmek yasaktır.
7. Zina yasaktır.
8. Hırsızlık yasaktır.
9. Komşuya karşı yalan şahitlik edilmez.
10. komşunun evine, karısına, eşeğine ve hiçbir şeyine tamah edilmez.
Görüldüğü üzere bu esaslar Kur’ân’ın mesajına da son derece uygundur.
Onun için Allah’ın gönderdiği tek din İslam’dır ve Allah Kur’ân’da
İslam’dan başka dini kabul etmeyeceğini buyurmuştur.
Gelecek yazımızda aşağıdaki başlığı ele almak üzere Allah’a emanet olun!
Akıl Doğruları bulmada Neden yeterli Değildir?
Not: Bu ilk yazıların biraz felsefi ve akademik olduğunun farkındayım.
Ama ileride birbirimizi daha iyi anlayacak noktaya geleceğimize
inanıyorum.
kahraman@cumhuriyet.edu.tr
Henüz kayıtlı yorum yoktur ....